Dünyaca ünlü müzisyen Fahir Atakoğlu’nun İstanbul’da başlayıp, notaların izinde ABD’ye kadar uzanan müzikal yolculuğu ” Müzik: Fahir Atakoğlu” başlıklı belgeselle ilk kez kayıtlara geçti.
Belgeselin galası, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının destekleriyle Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) gerçekleştirildi.
Programa Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ile Anadolu Ajansı Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Karagöz’ün yanı sıra sanat dünyasından Hülya Koçyiğit, Fadik Atasoy, Emel Göksu, Sema Keçik ve Toprak Sergen’in arasında olduğu birçok isim katıldı.
“Anlattıklarım, umarım müzisyen, besteci olmak isteyen insanlara bir yol gösterir”
Fahir Atakoğlu, programın açılışında yaptığı konuşmada Bolu Kartalkaya’daki otel yangınında hayatını kaybedenlere rahmet diledi.
Belgeselin kendisi için sürpriz olduğunu dile getiren Atakoğlu, “Beni çok duygulandırdı. Yapılırken bana bir sürü soru soruldu. Hayatımı, neler yapmaya çalıştığımı, müzikte nasıl bir yol çizdiğimi, hatalarımı, başarılarımı anlatmaya çalıştım. Aslında kendimi ve duygularımı ifade edebilme şeklim müzik ama sözlerle ve beni yönlendirmelerle, bu belgeselde kendimi anlatmaya çalıştım. Umuyorum bütün anlattıklarım, tecrübelerim, bir müzisyen, sanatçı olarak doğrusuyla, yanlışıyla benim gibi piyanist, müzisyen, besteci olmak isteyen insanlara bir yol gösterir.” dedi.
Atakoğlu, İletişim Başkanlığına belgeselin yapımına verdikleri desteklerden ötürü teşekkür ederek, “Bu belgesele ön ayak oldular ve bu serinin diğer Türkiye’deki sanatçılar içinde yapılması çok önemli olacaktır. Böyle bir şey başlattıkları için kendilerini tebrik ve teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.
“Belgeselde beraber çalıştığım insanların da beni anlatımı var”
AA muhabirine de açıklamada bulunan Atakoğlu, belgeselde en zor şeyin kendini anlatmak olduğunu söyleyerek, şunları kaydetti:
“Hayatımı, bildiğim kadarıyla küçüklüğümü, müziğe nasıl baktım, müziği nasıl yaşadım, ailemin nasıl bir tutumu vardı, başka dünya şehirlerinde yaşadım, oralarda neler yaptım, işte bir ABD göçü de var tabi 30 sene evvel onun müzik hayatındaki etkisini anlattım. Belgeselde beraber çalıştığım insanların da beni anlatımı var biraz. Tabii hepsine konuşturmanın imkanı yoktu ama bazı arkadaşlarım sağ olsunlar beni nasıl bildiklerini ve nasıl çalıştıklarını anlattılar. Böyle yani bir ömrü, birkaç bölüme bölmüşler.”
Usta müzisyen, hayatında Cemal Reşit Rey’in çok önemli bir yeri olduğunu vurgulayarak, “Bugün 62 yaşındayım. Lise 1’deyken Türkiye İş Bankası gelmişti. Bir belgesel çekiyordu o zaman ve beni de çekmişlerdi. O filmi de bulduk, orada Cemal Reşit Rey’le çalışıyoruz falan. Beni çok duygulandırdı.” diye konuştu.
Belgelinin yapılmasından dolayı onur ve gurur duyduğunu da ifade eden Fahir Atakoğlu, izleyicilerin belgeselden kendi hayatlarına dair bir şeyler çıkarabilmesini temenni ettiğini belirtti.
“Atakoğlu’nun tüm samimiyetiyle çok keyifli bir eser ortaya çıktı”
Belgeselin yapımcısı Vildan Mumcu Özol, Atakoğlu’nun Türkiye’de yetişmiş, dünyaya açılan çok değerli bir sanatçı olduğuna dikkati çekerek, “Uzun süredir bu belgeseli çekmeyi arzu ediyorduk ve geçtiğimiz yaz bir araya gelme fırsatımız oldu. Müthiş bir ekiple ve Atakoğlu’nun tüm samimiyetiyle çok keyifli bir eser ortaya çıktı. Çok keyifli bir süreçti bizim için. Çünkü Atakoğlu’nun müziğini duyguyla bize nasıl aktardığına yakından şahitlik ettik. O anlar paha biçilmezdi gerçekten. Umuyorum izleyici de keyifle izler ve ilham alır.” dedi.
Belgeselin yönetmeni Batuhan Tunçer ise Atakoğlu’nun hayatını belgesel yapmanın zor bir iş olduğuna işaret ederek, şunları anlattı:
“Çalışması çok keyifli, çok rahattı. Ama aynı zamanda da hikayesi herkese dokunduğu için çok fazla yere doğru gidiyor. Yani bir yerde bir hikayesi var ve o hikayeye dokunduğunuzda oradan önemli başka bir hikaye çıkıyor. Dolayısıyla karşınızda aslında çok büyük bir hayat hikayesi çıkıyor. Yani tek bir taraftan baktığınız bir hayat hikayesi değil bu. Atakoğlu, hep izlediğimiz belgesellerin, hayatımıza giren önemli sanatçıların müziklerinin bestecisi, aynı zamanda filmlerin bestecisi. Dolayısıyla kendi belgeselinin içinde o müziklerle var olması da aslında çok önemliydi hikaye açısından.”
Çekimlerin yaklaşık 3 ay sürdüğünü aktaran Tunçer, “Post prodüksiyon süresi biraz daha uzun sürdü. Çünkü çok değerli bir arşiv var. O arşivi iyice açtık. Fahir Hoca, her zaman ‘Müzikte hep aradığım şey duygu. Ben duygu çıkarmak istiyorum’ diyor. Aslında bizim de aradığımız şey oydu. Fahir Hoca’nın hikayesindeki duyguyu çıkarmaktı. Sanırım onu biraz başardık. Keyifli bir hikaye oldu.” değerlendirmesini yaptı.
Belgesel gösterimi öncesinde Fahir Atakoğlu ve orkestrası, 15 Temmuz anısına düzenlenen bestelerin de yer aldığı bazı eserlerden oluşan bir performans sergiledi.
Azade Aslan Kalaycı’nın senaryo tasarım ve editörlüğünü üstlendiği “Müzik: Fahir Atakoğlu” belgeseli, Atakoğlu’nun kendini ve sanatını inşa etme sürecini izleyiciye aktarıyor.
Cemal Reşit Rey’in son öğrencilerinden biri olma fırsatını yakalayan, 1980 darbesi öncesinde özgürce müzik yapmak için İngiltere’de yüksek öğrenime başlayan, Türkiye’ye döndükten sonra MFÖ’den Sezen Aksu’ya önemli isimlerle çalışan Fahir Atakoğlu’nun belgeselinin yapımcılığını Vildan Mumcu Özol’un yanı sıra ayrıca Gökhan Mumcu üstleniyor.
Görüntü yönetmenliğini Aydın Kapancık’ın yaptığı belgeselin müziklerine Fahir Atakoğlu’na imza attı.
