Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı’yla yaptığı video konferans görüşmesinde, “Türk bilim insanlarıyla birlikte gerçekleştirdiğiniz uzay bilim misyonu Milli Teknoloji Hamlemiz için de inşallah bir milat olacak. Bu bilimsel çalışmalar Türkiye olarak bu alanda varlığımızı güçlendirecek.” dedi.
Gezeravcı ile Bursa’daki Gökmen Uzay Havacılık Eğitim Merkezi’nde (GUHEM) video konferans aracılığıyla görüşme yapan Kacır’ın yanında TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal, Türkiye Uzay Ajansı (TUA) Başkanı Yusuf Kıraç ile TEKNOFEST yarışmacıları ve girişimciler de yer aldı.
Bakan Kacır’ın “İnsanlı ilk Türk uzay bilim misyonunu inşallah sağlıkla gerçekleştirip dünyaya ve ülkemize dönmenizi diliyoruz. Sizi çok iyi gördüm. Nasılsınız?” sorusunu Gezeravcı, şöyle yanıtladı:
“Uluslararası Uzay İstasyonu’nda (ISS) sizi misafir etmekten son derece mutluyum. Ülkemiz adına bu tarihi görevi gerçekleştirmiş olmak benim için büyük bir mutluluk. Göreve hazırlık sürecimizde her türlü desteği sağladınız. Karantina sürecinde heyetinizle çok büyük incelik göstererek karantina tesisine kadar gelip ziyaret ettiniz. Maneviyatı çok güçlü bir milletin evladı olarak bu ziyaretiniz bana devletimizin verdiği desteği en üst düzeyde hissettirdi ve çok moral verdi.”
Kacır da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde sürdürdükleri Milli Uzay Programı hedeflerine ulaşmada, uluslararası işbirliğinin önemine işaret etti.
ISS’nin, uzayda barışçıl amaçlar taşıyan ve işbirliğini önceleyen bir sembol olduğunu vurgulayan Kacır, “Günlük çalışmalarınızda paylaşım ve işbirliği içerisinde olduğunuzu takip ediyoruz. Dün de bir yemek fotoğrafınıza şahit olmuş olduk. Eminim farklı ülkelerden astronotların bir arada olduğu çalışma ortamınız sizin için de heyecan verici bir tecrübedir.” diye konuştu.
Gezeravcı ise ISS’de 25 yıldır insanlı uzay görevlerinin sürdüğüne ancak ilk kez bu kadar fazla sayıda ülke ve farklı milliyetten oluşmuş bir astronot grubunun aynı anda istasyonda bulunduğuna dikkati çekti.
Deney çalışmalarında koordinasyon içinde hareket ettiklerini belirten Gezeravcı, “Çünkü deneylerimizi kullandığımız birçok altyapı var. Bunları paylaşımlı kullanarak deneylerimizi ve araştırmalarımızı gerçekleştiriyoruz. Birbirimizi destekliyoruz. Dünyaya göndermek üzere gerçekleştirdiğimiz bazı video ve fotoğraf çekimlerinde özellikle birlikte çalışıyoruz. Yardımlaşıyoruz. Ortak faaliyetlerimizden kaynaklanan farklı bir plan olmadığı takdirde yemeklerde bir araya gelebiliyoruz. Bizim buraya gelişimizle 7 farklı ülke, 9 farklı milliyet şu anda ISS’de temsil ediliyor. Bu da ISS tarihindeki en kalabalık uluslararası topluluk.” değerlendirmesinde bulundu.
“Gerçekleştirmem gereken daha birçok bilimsel deney var”
Bakan Kacır, 14 gün ISS’de kalacak Gezeravcı’nın görev sorumluluklarının ne kadar yoğun olduğunu dile getirerek “Bu misyona çok uzun bir zaman boyunca çok kapsamlı eğitimlerle hazırlandınız. İnanıyorum ki hem yaşam boyu yüksek bir disiplinle sürdürdüğünüz pilotluk deneyimi hem de bu görev öncesi aldığınız eğitim çalışmalarınızı başarıyla icra etmenizi kolaylaştırıyordur.” ifadelerini kullandı.
Bunun üzerine Gezeravcı, dünyada aldıkları eğitimlerin istasyondaki yaşam şekline alışmasında ve günlük aktivitelerini gerçekleştirebilmesinde kolaylık sağladığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
“İstasyon Dünya’nın 400 kilometre üzerindeki yörüngesinde saatte yaklaşık 28 bin kilometrenin hızla tur atmaya devam ediyor. Bu da 24 saatlik bir periyotta her 90 dakikada bir Dünya’nın etrafında bir tur atarak günde 16 kez gün doğumu ve gün batımı yaşamaya vesile oluyor. Dolayısıyla gün doğumu ve batımına endeksli bir yaşam döngüsünü sürdürmemiz burada mümkün değil. Biz de suni bir şekilde ışıklandırma düzeniyle günlük faaliyetlerimiz ve uyku düzenimizi dünyadakine benzer bir şekilde ayarlamaya çalışıyoruz.”
Her sabah günlük faaliyetlerinden yaklaşık 2 saat önce uyandığını aktaran Gezeravcı, günlük planlama toplantısı başlamadan o gün içerisinde yapacağı faaliyetlere ilişkin brifing içeriklerini ve günlük görev dosyalarını incelediğini belirtti.
Gezeravcı, günde 12 ila 15 farklı görev gerçekleştirdiklerini anlatarak şu bilgileri paylaştı:
“Bunların içerisinde bilimsel deneyler başta olmak üzere dünya üzerinde belirlediğimiz gözlem noktalarının takibi ve istasyon içerisinde ana tanımlanmış sorumlulukların yerine getirilmesi gibi birçok görev var. Sağlık testlerimizin gerçekleştirilmesi, tıbbi numunelerin alınması gibi gerçekten aşırı dikkat ve enerji isteyen yorucu görevler de var. Bunları yapmaktan da son derece keyif alıyorum. Türk bilim insanları adına gerçekleştirmem gereken daha birçok bilimsel deney ve çalışma var. Tüm faaliyetleri aylardır hazırlandığımız şekilde eksiksiz tamamlamayı hedefliyorum.”
Uyku düzeni hakkında bilgi veren Gezeravcı, “İçinde uyuduğumuz ‘yatağım’ diyebileceğim uyku tulumu yer çekimsiz ortamda beni taşıması için gereken bir yataktan ziyade sadece beni olduğum yerde sabit tutacak bir cebe karşılık geliyor. Gün sonunda uyumak için kendime ait uyku tulumu ISS’nin Kimo modülünde iç duvarlara sabitliyorum. Yoksa uykumdan istasyonun içinde havada süzülerek istasyonun farklı bir noktasında uyanabilirim. Benim uyku alanım Japonya Uzay Ajansına ait.” dedi.
Deneylerin detayları
Bakan Kacır, Milli Teknoloji Hamlesi’yle bilimde ve teknolojide yeniden büyük bir yükselişe geçildiğine işaret ederek “Türk bilim insanlarıyla birlikte gerçekleştirdiğiniz uzay bilim misyonu Milli Teknoloji Hamlemiz için de inşallah bir milat olacak. Yer çekimsiz ortamda bilim insanlarımızın hazırladığı önemli deneyleri gerçekleştiriyorsunuz. Bu bilimsel çalışmalar Türkiye olarak bu alanda varlığımızı güçlendirecek.” değerlendirmesinde bulundu.
Kacır’ın “Deneylerin geldiği aşamayı da bize biraz anlatır mısınız?” sorusuna karşılık Gezeravcı, şu cevabı verdi:
“İlk araştırmamız mikro yer çekimi ortamının bitkilerin büyüme, biçim ve genetiklerini nasıl etkilediğine yoğunlaşıyor. Ayrıca bir genetik düzenleme tekniği kullanarak genlerinde değişiklik yapılmış bitkilerin uzay ortamına adaptasyon yeteneklerini inceliyoruz. Bu araştırmadan elde edilen sonuçlar ekstrem ortamlarda adapte olabilen, daha dayanıklı bitkiler elde etmek için kullanılabilir. Diğer deneyimizde ise doğal yaşam destek sistemlerinde yosunların kullanımını araştırıyoruz. Burada soluduğumuz hava sürekli olarak geri dönüşüm sistemleri yoluyla temizleniyor ve tekrar kullanıyoruz. Aynı şey su için de geçerli. Deneyimizde yosunların solunabilecek hava üretme amacıyla kullanılabilirliğini inceliyoruz. Burada elde edeceğimiz veriler gelecekte uzayda kullanılabilecek doğal çevresel kontrol sistemleri için yapılacak çalışmalara yön verecek. Deneyleri başarıyla tamamlayıp topladığım tüm bilimsel verileri deneylerin hazırlık süreçlerini yürüten bilim insanlarımıza teslim edeceğim. Onlar da sonuçlar ışığında değerlendirmelerini gerçekleştirecekler.”
“İnsanlık için daha yapacak çok işimiz var”
Bakan Kacır, Gezeravcı’nın bilim insanlarıyla yürüttüğü bu çalışmaların sonraki uzay misyonları için ilham kaynağı olacağını vurgulayarak şöyle devam etti:
“Türk bilim dünyasına ve küresel bilim literatürüne çok değerli katkılar sunacak. Bu misyonun bizim için elbette diğer çok kıymetli yanı şüphesiz Türk çocukları ve Türk gençleri için taşıdığı anlam. Biz onların hayallerinden asla vazgeçmemeleri, mutlaka çok çalışarak kurdukları hayalleri gerçeğe dönüştürmenin çabası içinde olmalarını arzu ediyoruz. Türkiye gençlerimizin ve çocuklarımızın parıltılı hayalleriyle yükselecek. Biz bayrağında ay yıldızı taşıyan bir milletiz. İstiyoruz ki milletimizin evlatlarının hayalleri, hedefleri, ufukları hep en yüksekte olsun. Göklerin sınırlarını aşsın, sonsuzluğa uzansın.”
Mersin’in Silifke ilçesinde bir köyde dünyaya geldiğini belirten Gezeravcı, “Tüm eğitim birikimi ve kazandığım kabiliyetleri devletime borçluyum. Devletime sunduğu imkanlarla jet pilotu oldum. Şimdi yine devletimiz sayesinde insanlığın hayallerinin zirvesi sayılabilecek bir yerde gökyüzünün sınırlarının ötesinde ISS’de milletime hizmet edebilmenin mutluluk ve gururunu yaşıyorum. Bilimde ve teknolojide yeni bir çağın kapılarını aralıyoruz. Ülkemiz için insanlık için daha yapacak çok işimiz var.” diye konuştu.
Gezeravcı, Türkiye’nin uydularını yerli ve milli imkanlarla üretebilen bir ülke olduğuna dikkati çekerek ilerleyen günlerde MİYOKA deneyi ile ilk kez uzayda elektronik kart teknolojisini test edeceğini bildirdi.
Uyduların kartları tasarlanıp üretilirken edinilen tecrübeler sayesinde geliştirilen bu özgün tekniğin uzay projelerine ve özellikle Ay Araştırma Projesi’ne paha biçilmez katkılar sağlayacağını anlatan Gezeravcı, “İlk Ay Araştırma Projemizle dünyadan bugüne kadar hiç gitmediğimiz kadar uzağa giderek aya ulaşacağız. Bu tecrübe gelecekte derin uzay görevlerinin yolunu açacak. Belki de bir sonraki görevimiz Mars’a gönderilecek bir uydu, asteroide inecek bir uzay aracı ya da Jüpiter’in uydularını inceleyecek bir sonda olabilir. Ne de olsa uydularımızda artık başarıyla çalışan kendi geliştirdiğimiz bir elektrikli itki sitemimiz var.” ifadelerini kullandı.
TEKNOFEST pozu
Bakan Kacır, Gezeravcı’nın görevini başarıyla tamamlayıp sağ salim dünyaya dönmesini dileyerek Gezeravcı’yı ilham alan Türk çocukları ve gençleri için kendisinden “TEKNOFEST pozu” vermesini istedi.
Gezeravcı da “TEKNOFEST pozu” vererek Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bu projenin her aşamasında kendilerine verdikleri sınırsız katkıdan dolayı teşekkür etti.