ANKARA – 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde cumhurbaşkanlığı yarışı kadar Meclis’teki sandalye dağılımının nasıl olacağı da merak konusu. Muhalefetin de iktidarın da vaatlerini yerine getirebilmesinin, yasal ve anayasal değişiklikleri uzlaşı ile hayata geçirebilmesinin yolu Meclis çoğunluğundan geçiyor. Her bir milletvekilliği için gereken oyların hesabı ince bir matematikle yapılırken adaylar da sahadaki çalışmalarını hız kesmeden sürdürüyor.
Sonucu merakla beklenen kentlerden biri de Mersin. Zira 2018’de Mersin’de oylar ittifaklar arasında neredeyse eşit dağılmış. Cumhur İttifakı oyların yüzde 41,4’ünü, Millet İttifakı da yüzde 41’ini almış. İttifakların iddialı siyasi partileri de oyları adeta eşit paylaşmış. AK Parti yüzde 28,6, CHP yüzde 26,8 oy alırken, oyların yüzde 16,9’u HDP’ye, 13,6’sı da İYİ Parti’ye gitmiş.
Cumhur ve Millet ittifakları arasında başa baş geçen bu yarışta iddiasını artırmak için çabalayan Yeşil Sol Parti’nin Mersin milletvekili adayı Ali Bozan, Gazete Duvar’ın ‘Adaylarla 5 Soru 5 Cevap’ köşesine konuk oldu.
Hem Türkiye’nin hem Mersin’in değişime ihtiyacı olduğunu söyleyen Bozan’ın sorularımıza yanıtları şöyle:
‘VEKİLLİK GÖREVİNİ SÖZLÜK ANLAMININ TAMAMIYLA YERİNE GETİRMEK GEREKİYOR’
Neden milletvekili adayı oldunuz?
Neyi ne kadar değiştirebilirim bilmiyorum ama hem Mersin’in hem de Türkiye’nin değişime ihtiyacı olduğunu düşünüyor ve görüyorum. Vekillik ve temsiliyet meselesine halkın bakışını değiştirmek gerekiyor. Vekillik görevini sözlük anlamının tamamıyla yerine getirmek gerekiyor.
Yeşil Sol Parti Mersin milletvekili adayı Ali Bozan Neden Yeşil Sol Parti’den aday oldunuz?
Mücadele hayatım sürekli olarak bu gelenekten gelen partiler içerisinde oldu. 2006 yılında Demokratik Toplum Partisi (DTP) Mersin kurucu il başkanlığı yaptığım dönemdeki heyecanı, Yeşil Sol Parti’de hissettim. Yeşil Sol Parti, gerçekten değişimin öncüsü olacak bence.
İktidar da muhalefet de 14 Mayıs 2023 seçimine ayrı bir önem atfediyor. Sizce bu seçimi kritik kılan ne?
14 Mayıs seçimlerine biz de “tarihi seçim” diyoruz. Hem iktidar hem muhalefet açısından adeta varlık yokluk seçimi. İktidar kaybederse tarihin tozlu raflarında yerini alacak. Muhalefet kaybederse yeniden toparlanması yılları alacak.
‘İKİ İTTİFAK DA 100’ÜNCÜ BİR ASRI DAHA GÖTÜRMEYİ DÜŞÜNÜYOR’
Ayrıca Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı üzerinden toplumda meydana gelmiş olan kutuplaşma da olan bitenin cabası. Her iki ittifakta da asla bir araya gelemeyecekler bir arada. Toplumu kutuplaştırmakta tek dil, tek renk kullanıyorlar. Her iki ittifak grubu da sembolleri önemsiyor. Cumhuriyet’in 100’üncü yılında kazanacakları seçimle bir asrı daha götürmeyi düşünüyorlar. Belki seçimi her iki ittifak için de önemli kılan şey budur.
Siyasette üçüncü yolun öncüsü Yeşil Sol ise Cumhuriyeti’n 100’üncü yılında demokratik bir Cumhuriyet’in inşası umudunda. Bu nedenle kritik buluyor ve önemsiyor seçimleri.
‘MERSİN KÜÇÜK TÜRKİYE’NİN TA KENDİSİ’
Size göre Türkiye’nin ve Mersin’in en büyük sorunları nelerdir?
Mersin küçük Türkiye’nin ta kendisi. Mersin’in sorunları neyse Türkiye’nin sorunları da aynı. Mersin 90’lı yıllardan sonra yoğun göç almış bir kent. Göçün sebebini ortadan kaldırırsak Türkiye’nin en büyük sorununu çözmüş oluruz.
‘HİÇBİR KİMLİĞİN OLMAMASI KADAR ACI BİR ŞEY YOK’
Mersin ekonomik sorunlar yaşıyor, tüm Türkiye gibi. Geçim derdi temel meselelerin başında tabii ki. Mersin özelinde, birden fazla ekonomik kimliği olan bir kentte hiçbir kimliğin olmaması kadar acı bir şey yok. Tarım kenti ama tarım alanları ha bire imara açılıyor. Turizm kenti ama merkezi hükümetler tarafından turizme hiç yatırım yapılmamış. Liman kenti ama limanın adı kokain ticaretinden sonra duyulur oldu. Mersin’in sorunlarını çözersek Türkiye’nin sorunlarını çözmüş oluruz.
HERKESİN KENDİ GİBİ OLDUĞU VE YAŞADIĞI BİR ÜLKE HAYAL EDİYORUM
Nasıl bir Türkiye hayal ediyorsunuz? Milletvekili olduğunuz takdirde ilk olarak hangi konuları gündeme getirmeyi, neleri önceliklendimeyi düşünüyorsunuz?
Herkesin kendi gibi olduğu ve yaşadığı bir ülke hayal ediyorum. Farklı renk, kimlik ve kültürlerin zenginlik olduğu bir ülke. Yolsuzluk ve yoksulluğun olmadığı bir ülke. İnsanların devleti yönetenlere “çalıyor ama arada bir şeyler de yapıyor” demediği bir ülke.
